Taper Tantrum Nedir?

Kelime anlamı itibarıyla İngilizce tapering sözcüğü; giderek incelen, daralan anlamına gelen bir sıfattır. Tantrum ise öfke nöbeti anlamına gelen bir medikal terimidir. Taper Tantrum, FED’in varlık alımlarını azaltacağını açıklamasının ardından yatırımcıların piyasalara verdiği tepki anlamına gelir. Yani varlık alımlarının neden olacağı daralmaya duyulan öfke ile yatırımcıların finansal piyasalarda yeni pozisyonlar alması şeklinde yorumlanabilir.

Varlık alımlarının azaltılacağı açıklamasının ardından, merkez bankası tahvil alımını hemen durdurmasa bile, yatırımcılar tahvillerini satma eğilimine girer. Bu da getirilerin yükselmesine neden olur.

Taper Tantrum terimi ilk kez Mayıs 2013’te ortaya çıktı. Dönemin ABD Federal Rezerv (FED) Başkanı Ben Bernanke, merkez bankasının gelecekteki bir tarihte varlık alımlarını azaltmaya başlayacağını duyurdu. FED dünyadaki en büyük tahvil alıcılarından biri olduğu için, yatırımcılar ilerleyen dönemde talepte yaşanacak azalmanın tahvil fiyatlarının düşmesine ve getirilerin artmasına neden olacağı düşüncesiyle hareket etmeye başladılar. Bu durum, yatırımcıların tahvillerini hemen satmalarına neden oldu ve bunun sonucunda getiriler yükseldi. 10 yıllık Hazine tahvillerinin getirisi Mayıs’ta %2 iken Aralık’ta %3’e yükseldi. Bu rakamlar Türkiye şartlarında gözünüze küçük gelebilir ancak ABD piyasaları için son derece önemli olduklarını söyleyebiliriz.

Not: Daralma, yalnızca FED’İN tahvil ve varlık alımlarını geri ölçeklendirmesini ifade eder. Merkez bankasının aldığı menkul kıymetleri sattığı anlamına gelmez.

10 Yıllık Sabit Vadede ABD Hazine Menkul Kıymetlerinin Piyasa Getirisi
 

 

Taper Tantrum Nasıl Çalışır?

Yatırımcılar herhangi bir merkez bankası haberine tepki verirken, tepkilerinin gücü haberin ne ölçüde beklendiğine de bağlıdır. Yatırımcılar, varlık alımlarının azaltılacağına dair bir duyuru beklemiyorsa, bu yeni bilgi onların stratejilerini değiştirmelerine neden olabilir. Ancak bu beklenti piyasada hali hazırda oluşmuş ise ciddi fiyat hareketlerinin yolunu gözlemek yersiz olacaktır. Örneğin, Federal Rezerv Temmuz 2021’de daralmayı işaret etti, ancak 10 yıllık Hazine getirisi zar zor hareket etti. Bunun nedeni, yatırımcıların zaten merkez bankasının açıklamasını zaten bekliyor olmaları idi. Aslında piyasalar, o haberi daha önceden fiyatlamıştı. Benzer şekilde, Kasım 2021’de FED, o ay içinde varlık alımlarını azaltmaya başlayacaklarını duyurdu. Piyasa, FED’in daha önceki iletişimleri nedeniyle bu durumu beklediği için bu haberlere tahvilleri satarak tepki vermedi.

Varlık alımlarının azaltılması kararı ekonomik göstergelerle ilgilidir ve kolay alınmaz. FED dahil tüm merkez bankalarının amacı, ülkedeki finansal istikrarı ve ekonominin temellerini koruyarak, o ülkede yaşayan vatandaşların yaşam standartlarını enflasyona mağlup etmemektir. Varlık alımlarının azaltılmasına rağmen istenen etki ortaya çıkmamışsa, bu kez birtakım para politikası adımları atılabilir ve faizlerde yükselmeye gidilebilir. Bu yüzden, tapering yani daralma etkisi ve onun piyasalara getireceği diğer olası senaryolar yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilmelidir

Varlık Alımlarının Azaltılması Yatırımcılar için Ne Anlama Geliyor?


ABD tahvil getirileri yükselirken, tapering etkisi yatırımcıların stratejilerini değiştirmelerine yol açabilir. Örneğin, 2013 yılında küresel olarak finansal piyasalarda yaşananların özeti buydu. ABD’de tahvil getirileri yükseldikçe, bu tahviller gelişen piyasalardaki hisse senetlerinden daha çekici bir seçenek haline geldi. Sonuç olarak, sermaye gelişmekte olan piyasalardan dışarı çıktı.

Taper Tantrum yaşanması, düzenli ve uzun vadeli yatırımcıların stratejilerinde muhtemelen bir değişikliğe sebep olmayacaktır. Gelecekteki tahvil getirileri, nispeten daha düşük getirilere sahip diğer yatırım seçeneklerine kıyasla daha cazip olsa da, Taper Tantrum‘dan kaynaklı fiyat hareketleri kısa vadeli bir tepki olarak görülmelidir.

Daralma Ne Zaman Sona Erer?

 

Öncelikle tapering yani varlık alımlarını azaltma gidilmesi ve bilançoda daraltma yapılması istenen bir durum değildir. Merkez bankalarının, bir bakıma ekonomik tabloyu bir program dahilinde düzeltmek için aldıkları tepkisel bir karardır. Dolayısıyla, ekonomideki taşlar yeniden yerli yerine oturduğunda varlık alımlarına kalınan yerden devam edilecektir.

Varlık Alımlarının Azaltılması ve Gelişmekte Olan Ekonomiler

 

Varlık alımlarının azaltılmasının, gelişmekte olan ekonomiler üzerinde bir baskı oluşturması kaçınılmazdır. Çünkü gelişmekte olan ekonomiler yabancı para cinsinden sıcak paraya ihtiyaç duyarlar. Bu ülkelerde faaliyet gösteren şirketlerin ciddi yatırımlar alması ve büyümesi, uluslararası sermayenin iştahına da bağlıdır. Varlık alımlarının azaltılması ve ardından gelebilecek faiz artırımları ise sıcak paranın kaynağına dönmesine neden olmaktadır. Böyle dönemlerde, büyük sermayeli yatırımcılar, gelişmekte olan ülkelerdeki yatırımlarının en azından bir kısmını nakde çevirme eğiliminde olurlar. Bu reaksiyon, döviz rezervi düşük, dış kaynağa bağımlı, dolarizasyon eğilimi bulunan ve yüksek enflasyona sahip gelişmekte olan ülke ekonomilerine büyük bir darbe vurabilir.

Mayıs 2013’teki Taper Tantrum olayına geri dönelim. 2013 yılında 1 dolar yalnızca 1.8 Türk Lirası idi. Türkiye’de enflasyon oranı %6 dolaylarında geziyor ve merkez bankası politika faizi ise %4.5 civarındaydı. FED başkanı Ben Bernanke 22 Mayıs 2013 günü ABD’nin yıllardır sürdürdüğü gevşek para politikasından çıkacağını ve varlık alımlarını kademeli olarak azaltacağını beyan etmesinin ardından ekonominin çarkları bir daha geri dönmemek üzere dönmeye başlamıştı.

Exit mobile version