Dezenflasyon Nedir?
Gelişmekte olan ülkelerde enflasyon ortamı sıklıkla görülürken, fiyatlardaki yükseliş hızı bazen düşebilir. Bu durum iktisadi olarak dezenflasyon terimiyle tanımlanır. Dezenflasyon, en basit tanımı ile fiyatlardaki artış hızının yavaşlaması yani enflasyonun azalmasıdır.
Dezenflasyon nedir örnek vererek açıklamak gerekirse; bu ay 10 bin lira olan bir buzdolabı, geçen aya göre 2 bin lira artış göstermiş olsun. Bir sonraki ay bu artış 1000 lira olursa, dezenflasyon yaşandığını söyleyebiliriz. Dezenflasyon olgusunu tam olarak kavrayabilmek için enflasyon ve deflasyon kavramlarının da iyi bilinmesi gerekir.
Ekonomide Enflasyon Nedir?
Enflasyon paranın satın alma gücündeki düşüştür. Paranın satın alma gücündeki düşüşün belirlenebilmesi için Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine bakılır. TÜİK, bu verileri tüketicilerin hangi ürünleri ne oranda aldıklarını saptayarak belirler. Gıda ve hizmet gibi, 12 ana harcama sütunu ile bir alışveriş sepeti belirlenir. 400’den fazla ürünün bulunduğu bu sepete enflasyon sepeti denilir. Örnek olarak bu ay enflasyon sepetine 10 bin TL ödeyen tüketici bir sonraki ay 13 bin TL ödüyorsa burada %30 oranında bir enflasyon artışı var demektir.
Enflasyon verileri aylık ya da yıllık olarak hesaplanabilir. Kısaca Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)’deki yüzdesel değişim enflasyonu belirler. Bu yüzdesel değişimin kalıcı ve sepet genelinde mevcut olması enflasyonun belirlenmesinde önemli bir faktördür.
Her ekonomik girdi ve çıktı ülke enflasyonu üzerinde etkiler bırakır. Düşük faiz enflasyonu tetikleyebilir ancak tüketiciler bu ortamda talep düşüklüğü eğiliminde olurlarsa, tam tersi bir etki de oluşabilir. Devletin vergi arttırması üreticilerin ek maliyetlere katlanmasını doğuracağı için bu durum enflasyonu yükselten başka bir ekonomik gösterge olacaktır. Enflasyonun artmasındaki diğer bir sebep ise piyasadaki mal ve hizmetlere karşı olan talep artışıdır. Talep artar ancak bunu karşılayacak arz oluşmazsa fiyatlarda yükseliş meydana gelir.
Siyasi yönetimdeki öngörülemezlik de enflasyonun bir başka sebebidir. Bu gibi güvensiz ortamlarda yatırımlar azalır ve piyasada durgunluk görülmeye başlar. Mal ve hizmetlerde tekelleşmeye neden olan rakip azlığı da fiyatların yükselmesi için bir sebeptir. Aynı zamanda dalgalı döviz kurları sebebiyle ithal edilen ham maddelerde oluşan fiyat artışları da üretim maliyetlerini yükselteceğinden dolayı, döviz artışı da enflasyonun en büyük sebeplerinden biri olarak karşınıza çıkar.
Ekonomide Deflasyon Nedir?
Ekonomide deflasyon terimi enflasyonun tam tersi olarak belirtilir. Kısaca, fiyatlardaki sürekli ve kalıcı olarak düşüş anlamını ifade eder. TÜİK verileri sayesinde belirlenen TÜFE sürekli düşme eğiliminde ise ve bu düşüş kalıcıysa o ekonomide para darlığı yani deflasyondan söz edilebilir. Ana sebebi talep eksikliği olan deflasyon ilk bakışta iyi bir ekonomik durumu ifade ediyor gibi görünse de gerçekte durum tam tersidir. Kısaca bir örnekle açıklamak gerekirse; bu ay buzdolabı almayı düşünen bir tüketici 10 bin lira olan ürünün bir önceki ay 12 bin lira olduğunu ve fiyatının düştüğünü görür. Ancak bir sonraki ay 10 bin liralık buzdolabı 8 bin liraya düşeceğinden tüketici satın alma eğilimi göstermeyecektir. Bunun sonucunda stok fazlası ürün olduğu için işçi gereksinimi azalır ve işsizlik artar. İşsizlik artınca tüketici alım gücü düşer ve ekonomide kısır döngü oluşur.
Deflasyonun oluşmasındaki bir diğer sebep de üretici ile tüketicinin tasarruf meylinin artmasıdır. Mal ve hizmet pazarlayan bir satıcıyı düşündüğümüzde; bu ay aldığı ürüne ödediği para ile bir sonraki ay satış yaparsa daha düşük bir fiyatla karşılaşabilir. Bu sebeple sürekli düşüş eğiliminde olan fiyatlarda kâr elde etmek mümkün olmayacağı için ürün ve hizmet pazarlamayı tercih etmez. Pazar alanında meydana gelen bu daralma alım gücünde de ciddi düşüşlere yol açar. Aynı zamanda küresel çapta yetersiz dış talep gören deflasyonist ekonomilerde para arzındaki azalma da toplum üzerinde olumsuz bir etki bırakır.
Tüm bu olumsuz deflasyon etkisinden korunmak için bazı önlemler almak gerekir. Bunların en başında kamu harcamalarını artırmak gelir. Böylelikle devlet çapında yapılan yatırımlar dalgalanmalar halinde diğer sektörlere de canlılık verebilir. Çalışan ücretleri artırılarak alım gücünün yükseltilmesi hedeflenebilir. Vergi oranlarında yapılacak indirimlerle yatırım ve harcamalar desteklenmelidir. Aynı zamanda faiz indirimleri yapmak da yatırımların desteklenmesine neden olacaktır.
Deflasyon ve Dezenflasyon Arasındaki Fark Nedir?
Dezenflasyon ve deflasyon telaffuz olarak birbirine benzer sözcükler olduğu için zaman zaman karıştırılmaktadır. Deflasyon, enflasyonun tam zıddıdır. Yani, fiyatların belirli bir zaman aralığı içinde sürekli düşmesi durumudur. Dezenflasyon ise ancak enflasyonist bir ortamda vücut bulabilir. Dezenflasyonun varlığından söz edebilmemiz için, enflasyonun var olması ancak giderek zayıflıyor olması gerekir.
Dezenflasyon, tüketicilerin alım gücünde artış yaşanmasını sağlar. Yüksek seyreden enflasyonun gücünün tükenmesi ve dezenflasyonist bir seyre yelken açılabilmesi için, ekonominin de birtakım gelişmelere sahne olması gerekecektir:
- Bozulan arz-talep dengesinin yeniden sağlanması
- Hükümetin doğru maliye ve para politikalarını benimsemesi
- Hammadde ve enerji maliyetlerinin düşürülmesi
- Üretimin artması ve bunun sonucunda fiyatlar genel düzeyinde düşüşler…
Arz ve talep gelişmiş ekonomilerde sürekli dengede tutulur. Arz fazlası ekonomik sıkıntılar doğururken, talep fazlası da fiyatlarda artışa ve dolayısıyla alım gücünde azalmaya sebebiyet verir. Hükümet mali politikalarının şeffaf ve güven verici şekilde sunulması yerli ve yabancı yatırımcılar açısından ideal piyasayı hazırlamış olur. İstikrarlı bir siyasi ortamın devam edebilmesi de yatırımcıların güven duymaları için oldukça önemli bir maddedir. Güven duyan yatırımcı üretimin artmasına, işsizliğin azalmasına ve refah düzeyinin yükselmesine sebep olur.
Tüm bu sebeplerin ortaya çıkabilmesi için hükümetlerin enflasyonu önlemeye yönelik politikalar geliştirmesi önemlidir. Buna bağlı olarak enflasyonun aşağı doğru hareketlenmesinde makro ölçekte tüketimin kısıtlanması ve para arzının azaltılması da önemli rol oynar. Mal ve hizmet üretiminin devlet tarafından desteklenmesi de fiyatların düşmesine neden olacaktır. Bu sayede alım gücünü artırarak toplumun ekonomik açıdan refahı sağlanabilir.
Dezenflasyon Politikası Nedir?
Dezenflasyon politikası Merkez Bankası tarafından enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde frenleyici bir etki oluşturmak adına uygulanan bir sistemdir. Ancak altyapı ve mevcut ekonomik ortamın buna uygun olmaması, üretim maliyetlerinin düşmemesi ya da küresel çapta yaşanan ekonomik daralmalar buna fırsat vermeyebilir.
Merkez Bankası tarafından belirlenen gelecek dönem beklenti raporlarında Türkiye’de dezenflasyon ortamının yeniden tesis edilmesi gibi kavramlarla karşılaşılır. Politika faizinin yükseltilmesi ve üreticilerin devlet tarafından fonlanması gibi bazı önlemler alınarak mevcut ekonomik darboğazdan çıkılması hedeflenir. Böylece ülkelerin refah düzeylerinin ekonomik anlamda artması için gereken iktisadi oluşuma yaklaşılmış olur. Bu iktisadi oluşumun sonucunda kredilerin düşmesi ya da yeni girişimlerin devlet tarafından desteklenmesi gibi olumlu neticelerle karşılaşılır.
Bu ortamda ekonomide karşılaşılan diğer olumlu sonuçlar ise kısaca şöyle özetlenebilir:
- Devlet tarafından mevcut olan ve henüz yeni başlayacak olan girişimler desteklenir.
- Devlet ve özel sektör yatırımcıları mevcut sermayelerini başka yatırımlar için daha rahat kullanır.
- Özellikle gayrimenkul sektörü gibi iş alanlarında hareketlilik görülür.
- Ekonomide hedeflenen istikrar sağlanır.
- Yatırımcıların artmasıyla finansman kredisi kullanımları artış eğiliminde olur.